Röportaj:
Bosna-Hersekli Sanatçı Azra Arapovic Röportajı

Azra Arapovic ile gazetemiz muhabiri Fatma Tan'ın Facebook üzerinden canlı gerçekleştirdiği sanata dair o röportaj…

F. Tan: Merhaba. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

A. Arapovic: Memnuniyetle… Ben serbest meslek sahibi bir sanatçıyım. Sanat ve grafik çalışmalarımı Saraybosna / Bosna-Hersek ve Zürih / İsviçre'de tamamladım.

F. Tan: Çalışmalarınızda hangi teknikleri kullanıyorsunuz?

A. Arapovic: Farklı teknikler kullanıyorum. Çoğunlukla yağ, akrilik. Bazen kum, tahta ve metalle bağlantılı olarak. Deniyorum, araştırıyorum ve üretiyorum.

F. Tan: Ülkenizdeki sanat ve sanatçıya bakış açısı nedir?

A. Arapovic: Sanırım oldukça kötü. Ama Almanya'da bir söz vardır: Zorunluluk sizi yaratıcı kılar! Her şeyden önce sanatçılar, hayal gücüyle parıldayan ve sanatta yeni olanaklar icat edenlerdir. Müzik, tiyatro, resim vb. Başta herkes bir zorlukla karşılaştı ama bu durum uzun sürmez. Allah'a şükür pek çok olasılık var, sadece onları bulmalı ve kullanmalıyız.

F. Tan: İnsanlar sanatçıyı nasıl görüyor? İnsanların sanata bakışlarından memnun musunuz?

A. Arapovic: Evet, ben de mutlu bir insanım. İnsanlar sanata daha aç ve her türden sanata ihtiyaç duyuyor. Öğretir, rahatlatır, sizi mutlu eder ve bir şekilde insanları daha mutlu eder. Tanrı korusun, yaşam sanatsız ne olurdu. Sanat, yaşamın önemli bir parçasıdır.

F. Tan: Bir sanatçı olarak, gelecekte sanatınızı ve kendinizi nerede görüyorsunuz?

A. Arapovic: Gelecek belirsiz. Beklentilerden kaçınırım. Bu büyüleyicidir ve hayal kırıklığı yaratabilir. Ama dileklerim, umutlarım ve planlarım var. Benim yaşımda pek çok eser birikti ve sabırla dünyaya çıkmayı bekliyorlar. Gösterildikten sonra kelimenin tam anlamıyla yazarsınız. Nefes alabilmek için. "Srebrenica / Bosna-Hersek'te Soykırım" temalı fotoğraf döngümün gösterilmesi özel bir dileğim. Bu, bazıları büyük formatta olmak üzere yaklaşık 30 resimdir. Bu benim en büyük dileğim ve öyle kalacak.

F. Tan: Pandemi (Covid 19) sürecinde sanatsal etkinliklere katılabildiniz mi? Covid 19 sizi ve çevrenizi nasıl etkiledi?

A. Arapovic: Hayır, çok zorlaştı, ancak şimdiye kadar sadece İnternet üzerinden halledebiliyorum. Zamanımı birkaç projeyle uğraşarak, yeni işler yaratmak için kullanıyorum. Şiir, düzyazı ve kısa hikâyeler yazıyorum. Bütün uluslararası Covit-19 yasaklarında bile zamanımı en verimli bir şekilde kullanmaya çalışıyorum.

F. Tan: Çalışmalarınızda en çok hangi tekniği kullanıyorsunuz?

A. Arapovic: Konular farklı, ancak marazi konularda kendimi çok rahat hissediyorum. Bu resimler bir hikâye anlatıyor. Yaşarlar ve konuşurlar ... uyarırlar. Sevimli ve renkli görünseler bile, korkunç olanı söylerler. Onlara marazi güzelliklerim diyorum.

F. Tan: Sanatın insanlar üzerindeki gücüne inanıyor musunuz?

A. Arapovic: Elbette. Her türlü sanat, insanlara bir şekilde dokunabilir. Bilgilendirici olun, düşünmenizi ve uyarılmanızı sağlayın ... ve nihayetinde kendinizi mutlu edin. Hatta siyasi durumu alt üst edin, siyasetçilere baskı yapın, hatta diz çöktürün. Sanatın çok şey yapabileceğine inanıyorum.

F. Tan: Sizce her çocuk sanata yönelmeli mi?

A. Arapovic: Evet bence de. Sanat yoluyla çocuklarda sağlıklı ruhlar geliştirilir. Sanat, hayal gücünü ve yaratıcılığı teşvik eder. Çocuk daha kolay öğrenir, başkalarıyla daha rahat etkileşime girer, daha rahat ve anlayışlı bir kişi olur. Çocuğun daha sonra hangi mesleği takip ettiği önemli değil - sanat yaşam boyunca iyi bir arkadaştır.

F. Tan: Çocukların ve gençlerin sanatınıza bakış açısı nedir?

A. Arapovic: İnanılmaz derecede olumlu. Çocuklar meraklıdır, sorular sorar, cevaplar arar ve kendi fikirleriyle katkıda bulunmaya çalışırlar, çok yaratıcı ve sofistike öneriler sunarlar.

F. Tan: Sizce toplumun ve sanatın gelişimi arasında bir bağlantı var mıdır?

A. Arapovic: Elbette bir bağlantı var. Mimariyi, resmi, müziği düşündüğünüzde ... genel olarak sanat. Sanat ve toplum, sonsuza dek evli bir çift ve sonsuz değişim. Bazen yapıcı ve üretken, bazen yıkıcıdırlar. Aslında kaprisli ve iki yüzü olan bir birim. Diğeri olmadan da var olamaz.

F. Tan: Bir resim oluşturulurken sizde ve tuvalde nasıl bir macera yaşanıyor?

A. Arapovic: Resim benim bir parçam. Her resme ruh katmaya, ona hayat vermeye veya hayata geçirmeye çalışıyorum. Daha önceki çalışmalarda eskizler yaptım ama eskizlerin beni daralttığını hemen fark ettim. Sonra eskiz olmadan özgürce resim yapmaya başladım. Duygularınızın serbest kalmasına izin vermek inanılmaz derecede iyi bir duygu - tıpkı bir volkan püskürmesi gibi.

Hem eserlerin yaratılmasında hem de kişisel yaşamda dayatılan normların kölesi değilim. Bu özgürlüğün hakkını sadece istediğimi yapmak için değil, asla istemediğimi yapmama hakkını da alıyorum. Trendler gibi stiller de sık sık değişir. Bunun kölesi değilim çünkü özgünlüğün bir trendden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Stil, bireyselliği ve özgünlüğü öven bir felsefedir. Tarzım ne olduğum ve yaptığım şey arasında bir geçiş. Bu tarz, çevrenizdeki ve kendi içinizdeki dünyayı gözlemleyerek zaman ve deneyimle geliştirildi. Resimlerim… Bu benim…

F. Tan: Niğde hakkında ne biliyorsunuz?

A. Arapovic: Şimdiye kadar değil. Haberim yoktu ve bu konuda hiçbir şey bilmiyordum. Bu yüzden orada (Niğde’de) sanatımla olduğum için çok daha mutluyum. Bu benim için büyük bir onur ve bunun için Sayın Safa Büte'ye çok teşekkür ediyorum.

F. Tan: Gelecekte Niğde'ye gelmeyi planlıyor musunuz?

A. Arapovic: Kabul edilseydim, çok isterim.

F. Tan: Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha önce geldiniz mi?

A. Arapovic: Türkiye'ye hiç gitmedim. Çok sık planladım ama maalesef bu güzel ülkeyi tanıma fırsatım olmadı.

F. Tan: Türkiye'de en çok görmek istediğiniz şehir nerede?

A. Arapovic: Tabii ki Niğde'yi görmek ve deneyimlemek benim için çok önemli. Yaşamını güzelliklerini görmek isterdim. İstanbul ikinci sırada, antik ve modern bir şehir.

F. Tan: Bir sanatçının bakış açısından konumunuzu (şehriniz, köyünüzü veya kasabanızı) bize anlatabilirmisiniz?

A. Arapovic: 50 yıldır Köln / Almanya'da yaşıyorum. Çok sayıda müze ve galeriye ve tamamen temsili bir sanat ortamına sahip bir şehir. Ancak sanatım ve becerilerim çoğunlukla çocukluğumla şekilleniyor. Doğduğum köy olan Tarevci / Bosna-Hersek'te büyükbabam bana küçük bir çocukken nasıl düzgün gözlem yapacağımı öğretti. Her gün bizi çevreleyen her şey. Tarlalar ve ormanlar, yaratıcı beslenmemi aldığım kaynaklardı. Daha sonra, Voyvodina'da, Tuna nehrinde küçük bir köy olan Backa Palanka'da gençliğimi yaşadım. Sanatımın dayandığı temel budur. Bütün bunlar; beni zenginleştiriyor ve ilham veriyor. Ama ben her şeyi çocukluğumda öğrendim ve şekillendim.

Saygılarımla

Azra Arapovic

Azra Arapovic Röportajının İngilizcesi

F. Tan: Hello. Can we get to know you a little bit?

A. Arapovic: With pleasure. I am a self-employed artist. I completed my art and graphics studies in Sarajevo / Bosnia-Herzegovina and in Zurich / Switzerland.

F. Tan: Which techniques do you use in your work?

A. Arapovic: I use different techniques. Mostly oil, acrylic. Sometimes in connection with sand, wood and metal. I experiment, search and try.

F. Tan: Have you been able to participate in artistic activities during the pandemic (Covid 19) process?

A. Arapovic: No, that has become very difficult, but so far only via the Internet. I use the time to tackle a few more projects, create some new works for an “exhibition one day”. I write poetry, prose and short stories. I am a person who cannot be stopped! Not even from Covid 19. Continue to work hard and use the time of the international ban productively.

F. Tan: What is the perspective of art and artists in your country?

A. Arapovic: Yes, I'm a happy person either way. People are hungrier depending on the art and need all forms and types of art. It teaches, relaxes, makes you happy and somehow makes people happier. God forbid, what would life be without art. Art is an important part of life.

F. Tan: How do people view the artist? Are you satisfied with people's view of art?

A. Arapovic: The future is uncertain. I avoid expectations. That captivates and can be disappointing. But I have wishes, hopes and plans. So many works have accumulated at my age and are patiently waiting to be released - out into the world. You literally write after being shown. To be able to breathe. A special wish of mine is to show my cycle of pictures with the theme "Genocide in Srebrenica / Bosnia-Herzegovina". That's around 30 pictures, some of them large formats. That is and will remain my dearest wish.

F. Tan: As an artist, where do you see your art and yourself in the future?

A. Arapovic: Topics are different, but I feel most comfortable with morbid topics. These pictures tell a story. They live and talk ... admonish. Even if they look cute and colorful, they tell the terrible. I call them my morbid beauties.

F. Tan: How did Covid 19 affect you and your environment?

A. Arapovic: I guess pretty bad. But there is a saying in Germany: Necessity makes you inventive! Above all, the artists are those who sparkle with imagination and invent new possibilities in art. Be it music, theater, painting, etc. At first, everyone is frozen, but this state does not last long, thank God. There are many possibilities, you just have to find them and use them.

F. Tan: Which theme do you use most in your works?

A. Arapovic: Of course. Any kind of art can touch people in one way or another. Be informative, make you think and admonish ... and ultimately make you happy and move. Even turn the political situation upside down, put pressure on politicians, even bring them to their knees. Art can do a lot, of that I am firmly convinced.

F. Tan: Do you believe in the power of art over people?

A. Arapovic: Yes, I think so. Through art, the child develops a healthy soul. Art encourages imagination and creativity. The child learns easier, more relaxed interaction with others, becomes a more relaxed and understanding person. It doesn't matter what profession the child later pursues - art is a good companion through life.

F. Tan: Do you think every child should be directed to art?

A. Arapovic: Amazingly positive. Children are curious, ask questions, look for answers, and try to contribute their own ideas. Some very creative and sophisticated suggestions - even demands.

F. Tan: What is the perspective of children and young people to your art?

A. Arapovic: Of course there is a connection. When you think of architecture, painting, music ... art in general. Art and society, that is a married couple forever and with everlasting change. Sometimes they are constructive and productive, sometimes destructive. It's actually a unit with whims and two faces. Neither can exist without the other.

F. Tan: Do you think there is a connection between the development of society and art?

A. Arapovic: A painting is a part of me. I try to breathe soul into every picture, give it life or bring it to life. In earlier works I made sketches, but I quickly noticed that the sketches narrow me down. Then I just started to paint freely without sketches. It's an incredibly good feeling to let your emotions go free - like a volcano eruption.

I am not enslaved to imposed norms, both in the creation of works and in personal life. I take the right of this freedom not only to do what I want, but never to do what I don't want. Styles change frequently, as do trends. I'm not a slave to it because I think originality is more important than a trend. Style is a philosophy that celebrates individuality and authenticity. My style is a cross between what I am and what I do. This style was developed over time and experience, observing the world around you and within yourself. My pictures - that's me.

F. Tan: What kind of an adventure takes place in you and on the canvas while a painting is being created?

A. Arapovic: Not at all so far. I wasn't informed, didn't know anything about it. So I'm all the more happy to be there. This is a great honor for me and I thank Mr. Safa Büte very much for it.

F. Tan: What do you know about Niğde? Do you plan to come to Niğde in the future?

A. Arapovic: If I would be accepted, I'd love to.

F. Tan: What do you think about Turkey? Did you come in before? Where is the city you most want to see in Turkey?

A. Arapovic: I've never been to Turkey. I have planned it very often, but unfortunately it never happened that I got to know this country.

A. Arapovic: Of course it would be very important to me to see and experience Nigde. It is how is got experienced very nice. Istanbul is in second place. It's an ancient city and yet very modern.

F. Tan: Can you tell us about your location (your city, village or town) from the perspective of an artist?

A. Arapovic: I've lived in Cologne/Germany for 50 years. A city with numerous museums and galleries and a thoroughly representative art scene. However, my art and my skills are mostly shaped by my childhood. In Tarevci/Bosnia-Herzegovina, the village where I was born, my grandpa taught me how to observe properly as a small child. Everything that surrounds us every day. Fields and forests were my sources from which I took my creative nourishment. Then later my life as a teenager in Vojvodina, in a small village on the Danube, Backa Palanka. That is the basis on which my art stands. Cologne enriches and inspires me, but my childhood taught and shaped me.

Best regards

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Niğde'nin Ruhunu Anlamak Gerekir!
Niğde coğrafi olarak kapalı havza özellikleri gösteren yani suyunu açık denizlere ulaştıramayan bir konumdadır.

Haberi Oku