Haber: Fatma TAN

1972 yılında babasının vefatının ardından bir valiz ve birkaç tablo ile Niğde’den Almanya’ya giden Dinçer Erke, Almanya'da bir yıllığına grafik sanatlar okudu. Dana sonra Fransa'nın 1968 yılı sonrası meydana gelen sosyokültürel imajından etkilenerek, 1973'de Bir arkadaşının yaşamış olduğu bir olayı tuale aktarması onun Fransızca bilmediği hâlde Paris'teki Güzel Sanatlar (Beaux-Arts) Akademisi'ne kabul edilmesini sağladı. Fransız ressam Michel Kikoine'in oğlu Yankel'in atölyesinde 5 yıl boyunca çalışma fırsatınI yakalayan Dinçer  Erke daha sonra tamamen Fransa’da kalarak sanatını burada sürdürmeye devam etti.

Tunç Çağı Heykeli Bağışladı!

Fransa’da yaşayan Dinçer Erke’nin Türkiye’ye bağış yaptığı tarihi eserle ilgili olarak yaptığımız görüşmede bu bağıştan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Paris'te faaliyet gösteren bir müzayede evinden 2016 yılında satın aldığım Orta Tunç Çağı II (M.Ö. 1800-1600) dönemine ait 1 adet pişmiş toprak kadın figürini ile 1 adet erkek figürin başını Niğde Müzesi’ne bağışlamak istedim. Bu konu ile ilgili 22 Nisan 2021 tarihinde Paris Büyükelçiliğimiz kanalıyla başvuruda bulundum. Daha sonra Paris Kültür ve Tanıtma Müşavirliğine teslim ettim.

Elleri göğsünde ve ayakta duran yassı formlu özellikleri ile pişmiş toprak kadın figürinin, Anadolu’da, Doğu Kilikya, Amik Ovası ve Güneydoğu Anadolu (Fırat Nehri’nin batısı) bölgelerinde bulunan eserlerden olduğunu öğrendim. Hiçbir maddi beklenti içinde olmadan hatta bağışlamak için büyük emekler sarf ederek bu eserin Anadolu’ya ait olduğu için Niğde Müzesi’ne bağışlanması şartıyla gönderdim. Fakat Türkiye’ye gönderilen eserler Fransa’dan Türkiye’ye getirilerek 07 Haziran 2021 tarihinde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde muhafaza edilmek üzere teslim alındığı bilgisine ulaştım. Niğde Müzesi’nde olmasını isterdim fakat heykel çıplak kadın figürü olması, bereketi ve doğurganlığı temsil etmesi ve tanrıça kültü ile ilgili faaliyetlerde kullanılan dini bir nesne olma olasılığı nedeniyle Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi'nde aynı türde eserlerle sergilenmesi uygun bulunmuş. Bu durum nedeniyle Ankara’da sergilenmesine itiraz etmedim. İleride belki bir müzayede de bir eser daha denk gelirse onu da alır Niğde Müzesi’ne bağışta bulunurum.” dedi.

Kültür varlığı kaçakçılığının mutlaka önlenmesi gerektiği belirten Dinçer Erke, “Yurt dışında bulunan ülkemiz kökenli eserlerin müzayedelerde görmek beni üzüyor. Ülkemizin tarihi değerleri mutlaka korunmalıdır. Bu tür eserlerin yurt dışına çıkarılması engellenmelidir” vurgusu yaptı.

Erke, “20 yaşında çıktığım Niğde’yi çok özledim. Uçağa binemediğim için gelemiyorum. Buradan sizin aracılığınızla tanıdığım herkese selamlar iletiyorum. Belki bir gün gelir Niğdeme uzaktan bir bakış atıp tekrar kaybolurum. Niğdeme kucak dolusu sevgiler sunuyorum. Bağış yaptığım eser Niğde Müzesi’ne ulaşamasa da benim gönlüm hep Niğde’de bunu belirtmek istiyorum.” diyerek Niğde’ye olan hasretini de aktardı.