Gazetecilik mesleği halkın dili olmak, halkın talebini yetkili mercilere aktarmaktır. Bu haftaki yazımda da hayvan üreticisinin derdini aktarmak istedim. Umarım bir çözüm yolu bulunur.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), yurt dışından getirttiği arpayı büyük baş ve küçük baş hayvan üreticisine dağıtmaya başladı. Temmuz ayı başvuruları 12 Temmuz Pazartesi günü sona erdi.

TMO’dan satılan arpanın fiyatı şaşırttı. Küçük ölçekli hayvan üreticisine ton başına %8 KDV’li 2115 TL, şirketler için ton başına %1 KDV’li 1978 TL’den satış yapıldı. Küçük baş üreticisi için hayvan başı günlük 1 kg, 30 günlük 30 kg arpa veriliyor. Gelecek ay başvurular 6-9 Ağustos tarihleri arasında başlayacak.

Köylüye %8, Şirkete %1 KDV

Küçük baş hayvan üreticileri TMO’nun bu uygulamasından dertli. Arpa satın almak için TMO’ya başvuran hayvan üreticileri hayal kırıklığına uğruyor. TMO’un ton başına 2150 TL’ye küçük üreticiye satılan arpanın şirket olan üreticilere tonda 1978 TL olması da vatandaşların tepkisine neden oldu. Bu uygulamanın zengine ayrı, fakire ayrı uygulanması üreticilerin artan maliyetlerle birlikte daha çok ezilmesi demek. Talebin çok olduğu gerekçesini öne sürerek yetkililer 200 küçükbaşı olan üreticiye normalde 6 ton verilmesi gereken arpanın 1 ton gibi bir rakamın verilebileceğini TMO yetkililerinin başvuru esnasında üreticilere bildirimde bulunması hayvan üreticisi tarafından tepkiyle karşılandı. Üreticiler “Tarım il ve ilçe müdürlüklerinde bizim kaç adet hayvanımız olduğu kayıtlı nasıl oluyor da böyle öngörüsüz planlama yapılıyor. Planlama ve koordinasyon yeteneğinden yoksun insanlar mı yönetici oluyor” diye üretici haklı olarak tepki gösteriyor.

TMO dışında arpa satan tüccarlara küçük baş hayvan üreticisinin mahkûm bırakıldığı görülüyor. Tüccarlarda arpanın tonajı 2500 ile 2750 TL aralığında satılıyor. Bir başka sorunda TMO’nun üreticinin ihtiyacı olan arpayı aylık olarak vermesi. Her ay TMO’ya gitmek zorunda bırakılmakta olan üreticiye ayrı bir zulüm olarak değerlendiriliyor. Hayvan üreticisi “Hayvan üreticisinin durumu rezillikten başka bir şey değil. Her ay TMO’nun önünü mü bekleyeceğiz, elimde param varken arpa almak yerine neden her ay TMO’nun kapısında beklemek zorunda kalıyorum. Birde geldiğimde komik bir tonajla gönderiliyorum” serzenişi yükselirken hayvancılık yapan üreticinin yanındayız diyen Tarım Bakanlığının üreticiye köstek olmaktan başka bir iş yapmadığı da konuşulan konular arasında. TMO’nun bu uygulamasına itiraz eden hayvan üreticisi aynı zamanda sesini duyuramamaktan da yakınıyor. Devlet köylüsünü, üreticisini sevmiyor mu sorusunu akla getiren; büyük üreticiye %1 KDV, köylüye %8 KDV uygulanması sosyal devlet ilkesinin yanı sıra akıl ve mantık dışı bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.

Hayvan Üreticisi Batıyor, Bakan Bakıyor!

Tarım Bakanlığı’nın TMO üzerinden yaptığı çifte standartlı bu uygulama köylüye zulmetmekten başka bir şey değil. Köylü ve üreticinin battığının kimse farkında değil mi? Tarım Bakanı oturduğu makamda ne yapıyor. Tarım Bakanlığı’nın üreticiye destek diye yaptığı projelerin köylüye değil zengin üreticiye destekten başka bir şey olmadığını da unutmamak gerekiyor.

Aksaray’da bir ziyarette kepek pahalı diyen üreticiye “Seneye çok ekersiniz” diyen bir bakanın küçük baş hayvan üreticisinin hayvanının ne kadar arpaya ihtiyacı olduğunu bilmesini bekleyemeyiz. Yem olarak kullanılan arpadan KDV alınması ayrı bir sorun. Hayvancılık yapan insanlar hem tarım hem hayvancılığı yap demek te akılla izah edilemez. Hayvan üreticisi hayvanları yetiştirerek uzmanlaşır çiftçide tarlasını ekerek o konuda uzmanlaşır ve satıp para kazanır.

Dünyada üreticiler her zaman korunup kollanılırken, üniversitesiyle, ziraat odalarıyla, üreticisiyle entegre çalışarak üretimini geliştirirken ülkemizde kendi haline bırakılmış bilgilendirilmeyen hayvan üreticileri var maalesef. Hayvancılık yapan kazanamıyor, umudunu kesmiş durumda. Üreticiler yakında hayvancılığı terk etmeye başlayacak. İşte o zaman ucuz et yemek herkes için hayal olacak.

Biz destek istemiyoruz diyen hayvan üreticisinin serzenişini her zaman duyarken onların şu önerisini de göz ardı etmemek lazım. “Devlet bizim meralarımızı ıslah etsin, yem giderlerimizi ucuzlatsın, maliyetleri düşürsün ben devlete vergi vereyim. Biz pahalı üretirsek pahalı satılır ama biz ucuz üretip ucuz satmak istiyoruz. Et ve sütü insanların ucuza yemesinin ve hayvan üreticisinin de para kazanabilmesinin tek yolu meraların kaliteli ot tohumları ile ekilmesi ve sürekli olarak sulanmasıdır. Bu otları yiyen hayvanın etinin ve sütünün daha lezzetli ve organik olacağı, bu hayvanlardan elde edilen et ve süt ürünlerini yiyen insanların daha sağlıklı ve güçlü olacağı da unutulmamalıdır. İşte bunlar yapıldığında üreticide kazanır devlette. Sağlıklı gıda yiyen insanlar sağlıklı olur, böylelikle Sağlık Bakanlığı’nın giderlerini de en az %50 oranında düşürmek mümkün olur. Bu bütün Türkiye için geçerli bir devlet politikası olmalıdır. Küçük üreticinin mutlaka desteklenmesi gerekir. Avrupa’da küçük üretici desteklenirken ülkemizde büyük üretici destekleniyor bunu anlamak mümkün değil. Devletin hayvan üreticisi için yapması gereken en önemli konu üretici hayvanını daha ucuza nasıl üretir buna kafa yormasıdır. Tarım Bakanı bu işi yapamıyorsa artık oradan kalkmalıdır. Hayvan üreticisi bitti tükendi…” diye feryat eden üreticinin sesini kim duyacak?

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.