Toker 6 yıldır sürdürdüğü görevinde kalarak güven tazeledi. Kongre kapsamında Toker, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik durumu eleştiren bir konuşma gerçekleştirdi. Toker, konuşmasında Türkiye'deki kötü yönetim ve değer erozyonuna vurgu yaparak, kötü yönetimin sadece dış politikaları değil, hayatın her alanını olumsuz etkilediğini belirtti. Güçler ayrılığı ilkesinin ortadan kalktığına ve Cumhuriyet'in temel değerlerinin yok edildiğine dikkat çekti.
Özgürlüklerin kısıtlandığına ve akademisyenlerden gazetecilere kadar birçok kesimin cezaevlerine konulduğuna işaret eden Toker, adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerine yönelik yapılan terörist yaftalamalarını eleştirdi.
Toker, konuşmasında "Tek Adam Rejimi" olarak nitelendirdiği yönetim biçiminin hayatın her alanında korku, baskı ve zulmü topluma dayattığını belirtti. Siyasal İslam'ın kamu kurumlarında ve yaşamın her alanında dayatıldığını vurgulayarak, devlet kurumlarının tarikatların emrine verildiğini ifade etti.
Ekonomik olarak da Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini dile getiren Toker, işsizlik oranının endişe verici seviyelere ulaştığını ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin tarihi bir düzeye çıktığını belirtti.
Toker, konuşmasının sonunda, Ulukışla ilçesinde yönetim anlayışına karşı olan duyarlılığı ve partisinin ilke ve programlarına bağlılığını vurgulayarak, önümüzdeki yerel seçimde Ulukışla'nın geleceğine yönelik umutlarını dile getirdi. Toker; ‘’Değerli arkadaşlar, buradan bütün yoldaşlarıma, yol arkadaşlarıma ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakışan işler yapacağıma, partimizin ilke ve programları doğrultusunda siyaset yapmaya ve üretmeye devam edeceğime söz veriyorum" dedi.  Ayrıca, yönetimin baskısı ve zulmüne karşı durmaktan ve halkın yanında olmaktan asla vazgeçmeyeceğini ifade etti. Toker, alkış alan konuşmasının sonunda; ‘’Bu mücadele bedel istiyorsa o bedeli de ödemeye hazırım. Ne diyordu Ahmet Arif!
Öyle yıkma kendini, öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, içerde, dışarda, derste, sırada, yürü üstüne üstüne, tükür yüzüne cellâdın, fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile dayan iş ile. Tırnak ile diş ile, umut ile sevda ile, düş ile. Dayan rüsva etme beni...' Biz Ulukışla'yız, biz Niğde'yiz, biz Türkiye'yiz." Sözleriyle konuşmasını tamamladı.