Asır­lık Kol­tuk Kent Mü­ze­sin­de Ser­gi­le­necek

Niğde’nin sa­yı­lı de­ğer­le­rin­de olan Os­man­lı dö­ne­min­de İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı, Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de II., VI. ve VII. dö­nem­ler­de Niğde mil­let­ve­kil­li­ği yap­mış, Türk ede­bi­ya­tın­da ikin­ci ger­çek­çi köy ro­ma­nı olan Küçük Paşa’nın ya­za­rı olan Hazım Te­pey­ran’ın 150 yıl­lık kol­tu­ğu Kent Mü­ze­sin­de ser­gi­len­mek üzere Niğde İl Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dü­rü Alper Göncü, ta­ra­fın­dan Niğde’ye ge­ti­ril­di.

Ebu Bekir Hazım Te­pey­ran’ın to­ru­nu olan Türk Ga­ze­te­ci ve Yazar Oktay Akbal’a miras kalan kol­tuk, öl­me­den önce eşine va­si­yet bı­ra­ka­rak İl Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dü­rü Alper Göncü’ye tes­lim edil­di. İl Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dü­rü Alper Göncü, he­di­ye edi­len asır­lık kol­tu­ğu İstan­bul’daki evin­de sak­la­ya­rak, ya­pı­la­cak olan Kent Mü­ze­sin­de ser­gi­le­mek üzere Niğde’ye ge­tir­di.
ASIR­LIK KOL­TUK MÜ­ZE­DE YERİNİ ALA­CAK
Kol­tu­ğun gü­nü­mü­ze kadar gelen se­rü­ve­ni ile il­gi­li açık­la­ma­lar­da bu­lu­nan İl Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dü­rü Alper Göncü, ‘‘Bu kol­tuk Ebu­be­kir Hazım Te­pey­ran’ın yani Os­man­lı Dö­ne­mi Va­li­si ve za­ma­nın da­hi­li­ye na­zı­rı, Şeh­ri­mi­zin bü­yü­ğü, Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de de va­li­lik­ler yapan aynı za­man­da da edebi yönü olan Ebu­be­kir Hazım Te­pey­ran’ın kol­tu­ğu. Bu­ra­da­ki kol­tuk gör­dü­ğü­nüz gibi yak­la­şık 150 yıl­dır ko­ru­nu­yor. Daha ön­ce­le­ri ufak bir ta­mi­rat ge­çir­miş. Sa­de­ce yıp­ran­dı­ğı için ku­ma­şı­nın yüzü de­ğiş­miş. Fakat her­han­gi bir cila gibi iş­lem­ler ya­pıl­ma­dı. Yüz yılın ba­şın­da Fran­sa’dan gel­miş ampir mo­de­li diye ge­çi­yor bu kol­tuk. Yan ta­raf­la­rı da de­ri­den iş­len­miş. Baş­la­rın­da da me­du­sa de­di­ği­miz insan ka­fa­sı iş­le­me­si ya­pıl­mış. Ebu­be­kir Hazım Te­pey­ran bu kol­tu­ğu uzun yıl­lar kul­lan­mış. Daha son­ra­da to­ru­nu Oktay Akpal’a ve­ri­yor. Oktay Bey ile biz iki defa gö­rüş­tük, Ak­ya­ka’daki evin­de. De­de­si ile il­gi­li ça­lış­ma­lar yap­tı­ğı­mı bi­li­yor ve de Hazım Te­pey­ran bizim aile bü­yü­ğü­müz. Ölü­müm­den son­ra­da bir va­si­yet bı­ra­ka­rak eşine bana ve­ril­me­si­ni talep etmiş. Oktay Akpal vefat edin­ce de eşi beni evine ça­ğı­ra­rak bu kol­tu­ğu verdi. Ben de kol­tu­ğu ala­rak İstan­bul’daki evi­mi­ze ge­tir­dim. Yıl­la­rı­dır İstan­bul’da du­ru­yor­du. Yakın za­man­da da bu kol­tu­ğu Niğde’ye ka­zan­dır­dık. Ya­pa­ca­ğı­mız kent mü­ze­sin­de­ki Hazım Te­pey­ran kö­şe­sin­de, Hazım Te­pey­ran’ın da bal mumu hey­ke­li ile bir­lik­te bu kol­tu­ğu ser­gi­le­ye­ce­ğiz.’’ dedi.
HAZIM TE­PEY­RAN KÖŞESİ HA­ZIR­LA­NA­CAK
Kent Mü­ze­sin­de Hazım Te­pey­ran ile il­gi­li bir köşe ha­zır­la­na­ca­ğı­nı ve bu kö­şe­de eser­le­ri­nin ser­gi­le­ye­ce­ği­ni ifade eden Müdür Alper Göncü, ‘‘Bizde ay­rı­ca bende Hazım Te­pey­ran ta­ra­fın­dan ya­pıl­mış olan bir tablo var. Bu tab­lo­yu da kent mü­ze­sin­de ya­pa­ca­ğı­mız Hazım Te­pey­ran Kö­şe­mi­ze kol­tuk­la bir­lik­te ko­ya­rak güzel bir köşe ya­pa­ca­ğız. Bu­ra­da hazım Te­pey­ran İlko­ku­lu var. İlko­ku­lun ol­du­ğu yerde onun evi var­mış za­ma­nın­da. Daha sonra Milli Eği­ti­me ba­ğış­la­na­rak oraya okul ya­pıl­mış. Okul­da da adına ya­pıl­mış bir köşe var. Hazım Te­pey­ran’ın bir ar­şi­vi de bende var. Bun­lar; ki­tap­la­rı, ya­zış­ma­la­rı, roman tas­lak­la­rı var. Bu roman tas­lak­la­rı­nın ori­ji­nal Os­man­lı­ca ya­zı­la­rı­nı da Üni­ver­si­te­miz­le bir­lik­te ça­lı­şı­yo­ruz. Üni­ver­si­te­de yeni ku­ru­lan Niğde Yö­re­si Ta­ri­hi­ni Araş­tır­ma Mer­ke­zin­de­ki ar­ka­daş­lar­la bir­lik­te araş­tır­ma­la­rı yü­rü­te­ce­ğiz, ya­yın­lar ya­pa­ca­ğız.’’ Dedi.
TÜRKİYE’DE FO­TOĞ­RAF­ÇI­LI­ĞIN ÖN­CÜ­SÜ­DÜR
Hazım Te­pey­ran, aynı za­man­da Tür­ki­ye’de Fo­toğ­raf­çı­lı­ğın­da ön­cü­sü ol­du­ğu­na da dik­kat çeken Müdür Göncü, ‘‘İlk Fo­toğ­raf Ma­ki­ne­si­ni ge­ti­ren ki­şi­ler­den bir ta­ne­si­dir. Görev yap­tı­ğı yer­ler­de kendi yap­tı­ğı ka­ran­lık oda­lar­da tab et­ti­ği fo­toğ­raf­la­rı da ser­gi­li­yor­du arada sı­ra­da. Bunun bir ör­ne­ği­ni de Bey­rut’ta gö­re­bi­li­yo­ruz. Bey­rut’ta va­li­lik yap­tı­ğı es­na­da İtal­yan­la­rın Bey­rut Li­ma­nı­nı bom­ba­la­dı­ğı es­na­da ilk anda Hazım Te­pey­ran kendi ma­ki­ne­si ile fo­toğ­raf­lar çe­ke­rek, ban­yo­la­dık­tan sonra İstan­bul Hü­kü­me­ti­ne gön­de­ri­yor. Pa­di­şa­hın­da tak­ti­ri­ni ka­za­nı­yor. Böy­le­si­ne kıy­met­li bir şah­si­yet. Ken­di­si­nin ro­man­la­rı var. Özel­lik­le de ilk köy ro­man­la­rın­dan sa­yı­lan ‘‘Küçük Paşa’’ ro­ma­nı önem­li­dir. Ha­tı­ra­la­rı­nı da ken­di­si yazıp 44. Yı­lın­da öl­me­den önce bas­tır­mış­tır. 47 yı­lın­da da vefat et­miş­tir. Böyle büyük bir in­sa­nı­mız da Niğ­de­li hem­şe­ri­le­ri­mi­ze ta­nıt­mış ol­mak­tan do­la­yı he­ye­can du­ya­ca­ğım.’’ şek­lin­de ko­nuş­tu.

Daha Fazla Haber